Diyet nedir? Ne değildir? Sağlıklı ve dengeli diyet nasıl olmalıdır? Diyetin akla gelen ilk anlamı, gerçek anlamı mıdır?
“Diyet” denildiğinde aklınıza ne geliyor? Aç kalmak, yasaklar, kısıtlamalar… İstediklerinizi yiyememek, yerseniz de bunun bir bedeli olması… Tüm bunlar birçok kişinin diyetle ilgili aklına gelen ilk şeyler muhtemelen. Bir de… Bozulabilen bir şey olması… Yani yasakları çiğnerseniz, diyet bozulur değil mi? ?
Halbuki diyeti, bireylerin gün içinde tükettiği gıdaların türünü ve miktarını ifade eden bir kavramdır. Bireylerin beslenme örüntüsü veya genel beslenme alışkanlıklarının toplamı diye de düşünülebilir.
Peki… Diyetisyene başvurduğunuzda size “diyet”inizle ilgili nasıl destek olabilir? Diyetisyenin rolü bu noktada, sizin bedensel ihtiyaçlarınızı, tıbbi durumunuzu ve bunlarla beraber sosyal ve psikolojik iyilik halinizi de dikkate alarak size beslenme konusunda öneriler sunmaktır. Böylece, sizin beslenme alışkanlıklarınızın ihtiyaçlarınıza uygun şekillenmesine yardımcı olacaktır. İhtiyacınız zayıflamak, kan yağlarınızın düşürülmesi veya duygusal yeme probleminizin çözülmesi olabilir. Bunlardan birine veya hepsine aynı anda da ihtiyacınız olabilir ? Diyetisyeniniz bu durumda bütüncül bir yaklaşımla, sizinle iş birliği halinde olarak çözüm önerileri getirecektir.
Diyetisyeniniz bedeninizi besleyecek, fiziksel iyilik halinizi artıracak bir beslenme programı planlarken, aynı zamanda sizin ruhsal, zihinsel ve sosyal sağlığınızı da gözetecektir. Yani sağlıklı ve dengeli bir diyetin içerisinde sizi besleyen gıdalarla birlikte, yiyeceklerden aldığınız tatmin ve keyif duygusu da vardır…
“Diyet”in yaygın olarak kabul görmüş anlamıyla uygulanması… Yani kısıtlayıcı, kişinin ihtiyaçlarını gözetmeyen, kısa vadeli sürdürülemeyen beslenme programlarına uymak nelere yol açabilir?
Bu tür kısıtlayıcı diyetler yeme bozukluklarına kapı aralar. Kişinin yiyeceklerle olan ilişkisi bozulur. Bir müddet sonra kişi yiyecekleri enerji veren ve onu besleyen değil de adeta savaşılması ve irade gösterip uzak durulması gereken şeyler olarak görmeye başlar. Bunu uzun süreli yapamadığında da kendini suçlu hissetmeye başlar. Diyet yapar, dayanamaz “bozar”… Mahrumiyet hissiyle aşırı yer, ardından suçlu hisseder. Sonra tekrar katı bir şekilde diyete başlar… Sonra aynı döngü… Bu süreç bir müddet sonra içinden çıkılamaz bir kısır döngüye dönüşür. Bu döngüden çıkmanın tek yolu, adına “diyet” dediğiniz o yasaklarla ve kısıtlamalarla dolu listelere uymaya çalışmaktan vazgeçmektir.
Ben bir beslenme uzmanı/diyetisyen olarak… “Diyet” kelimesini kullanmaktan kaçınıyorum. Her ne kadar asıl anlamı, yaygın anlamında farklı olsa da… Toplumda yerleşmiş anlamı nedeniyle o kelimeyi kullanmamayı tercih ediyorum. Ancak… Derseniz ki “gerçek anlamıyla kullandığımızda, sağlıklı ve dengeli bir diyet nasıl olur?” Şöyle bir cevap verebilirim:
Sağlıklı ve dengeli bir diyet…
Tek tip beslenmeyi değil mümkün olduğunca çeşitliliği içerir. Makro ve mikro besinlerden, yani karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineraller ve liften yana dengelidir.
Kişinin açlık ve tokluk sinyallerini dinleyerek, fiziksel ihtiyaçlarını anlayarak beslenmesine olanak tanır.
Sadece fiziksel ihtiyaçlara değil, yiyeceklerden alınan keyif ve hazza da yer verir.
Kişilerin stres ve baskı altında hissetmesine, mahrumiyet duygusuna yol açmaz. Kişi gerçekten istiyorsa, o yiyeceği yeme özgürlüğü olduğunu bilir.
Kişilerin tıbbi durumunun izin verdiği her besin grubunu yeterli ve dengeli şekilde içerir. Diyelim ki… Kişinin böbrek hastalığı var ve protein kısıtlı beslenmesi gerekiyor. Bu durumda mümkün olan en çeşitli beslenme düzenini oluşturmak ancak beden sağlığını koruyabilmek adına gerekli protein kısıtlamasını da yapmak gerekecektir. Bu durumda kişinin, hastalığı ile uyumlu tıbbi beslenme tedavisini uygulayacak diyetisyene başvurması ve onunla işbirliği halinde kendine uygun beslenme alışkanlıklarını kazanması gerekir.
Yani… Sağlıklı ve dengeli bir diyet… Pazartesi başlanıp cuma “bozulan”, yaza girerken uygulanıp tatile gidince koyverilen, birkaç haftalığına aç gezip sonrasında tıkınırcasına yemenize neden olan kısıtlayıcı ve yasaklarla dolu bir programdan ibaret değildir.
Peki.. Sizin diyetiniz sağlıklı mı dengeli mi? Bu anlamak için ne yapabilirsiniz?
Kendinize sorun… Sürekli olarak bu şekilde beslendiğimde kendimi nasıl hissediyorum? Bedensel olarak rahat mıyım? Sindirim sistemim veya vücudumun diğer organları yediklerimden nasıl etkileniyor? Yediklerimle genellikle bedenimi mi beslemeye çalışıyorum yoksa duygularımı mı? Yediklerim nedeniyle sosyal hayatım nasıl etkileniyor? Kendimi genel olarak enerjik ve dinç hissediyor muyum? Yediklerimle alakalı suçluluk vb. hisler yaşıyor muyum yoksa bu konuyla ilgili keyfim yerinde mi? Bu tip beslenme biçimi beni ruhen, zihnen ve fiziken acaba nasıl etkiliyor? Sağlığıma bütün olarak iyi geliyor mu yoksa sadece birine mi yarıyor? (örneğin sadece fiziksel sağlık için beslenip zevk faktörünü göz ardı etmek veya tam tersi)
Tüm bunları sorduğunuzda aldığınız yanıtlar size yol gösterecektir. Eğer, aldığınız yanıtlar sonucunda kafanız karışıksa veya size iyi gelmeyen bir beslenme düzeniniz olduğunu fark ediyorsanız, bir diyetisyenle çalışmayı düşünebilirsiniz. “Nasıl bir diyetisyenle çalışmalıyım peki?” diye düşünüyorsanız da… Bir önceki blog yazıma göz atabilirsiniz.